Sosyal Medya

Makale

‘Haleb Kerbelâ oldu!’ diye uyanmak mı?

Önce, ÅŸair Ali Emre’nin, ‘Haleb Acısı’ndan birkaç mısra: ‘Yüzükoyun kapandın ya, ortasına dünyanın öyle kan-revân,

Babalar yaka yırtar meydanlarda, analar yüzünü tırnaklar..(...)

Ey Haleb! Ey âteÅŸten libaslarla cellâdlara direnen ÅŸehir..

Cennete yürüyenlerle doldu, ÅŸarkını gömdüğün topraklar..’

***

Bu yazının baÅŸlığındaki ‘Haleb Kerbelâ oldu’ (Haleb, Kerbelâ ÅŸod)  ibaresi, 9 Mayıs günü, bazı Ä°ran gazetelerinin manÅŸetlerinden yansımaydı. Haleb, 5 yıldır yerle bir olurken ve yüzbinler katledilir ve milyonlar periÅŸan edilirken; ‘Haleb’in Kerbelâ olduÄŸu’ nitelemesinin, sadece Ä°ran resmî makamlarının ‘askerî danışman’ diye isimlendirdiÄŸi 100 kadar Ä°ranlı askerin Haleb yakınındaki Han Toman bölgesinde pusuya düşürüldüğü haberi üzerine yapılması düşündürücü..

Hz. Huseyn ve 72 yarânının ÅŸehid edildiÄŸi Kerbelâ  ile hiçbir mahiyet benzerliÄŸi olmasa bile, bu rakam ile kayıp rakamları arasında bir benzerliÄŸin böyle bir baÅŸlığı attırdığı akla geliyor.

Ama tabiatiyle, hiçbir eleÅŸtiri yoktu. Çünkü dış siyaseti ‘Ä°nqılab Rehberi’ belirler.

Evet, ‘Haleb, Kerbelâ oldu’ da, ÅŸimdi mi? Ve, yüzbinlerin canına ve bütün bir ülkenin virâneye dönüşmesine raÄŸmen, ‘Baas ideolojisi ve BeÅŸÅŸar Esed diktatörlüğü’nü ayakta tutmakla kim övünüyor?

***

9 Mayıs sabahı da, Ä°ran Meclisi’nde Ahvaz temsilcisi Seyyid Åžerif Huseynî, gündem dışı konuÅŸmasına ‘Gönlümden geçenleri söyleyeyim mi, söylemeyeyim mi.. Bezenem, ya, nezenem? diye bir ÅŸiirle baÅŸlayınca bir kısım milletvekili, ‘Söyle-söyle!’; bir kısmı ise ‘Söyleme, söyleme!.’ diye tempo tutunca; ne diyeceÄŸi gürültüye gitti.

Ama ülke gündemindeki asıl mesele, Suriye’de öldürülen Ä°ranlı bir grup asker idi.  Ama onların kaç kiÅŸi olduÄŸu tam olarak açıklanamıyordu.

***

Ä°ran Meclisi Güvenlik Komisyonu Ã¼yesi M. Sâlih Cevkar, ‘Ä°ranlıların kayıpları abartılı olarak verilmiÅŸtir ve doÄŸru deÄŸildir, ‘müdafaan-ı haremden (harem savunucuları’ndan) bazıları ÅŸehid veya esir olmuÅŸ olabilir’ diyordu. 

Söz konusu kiÅŸi Haleb civarında Han Toman’daki pusunun, ‘Amerika’nın himayesinde, Arabistan ve Türkiye’nin emriyle gerçekleÅŸtirildiÄŸini’ ve hedefin BeÅŸÅŸar Esed’i devirmek olduÄŸunu ama bunun, ‘Suriye halkı ve ‘Müdafaan-ı Harem’in direniÅŸleri sâyesinde gerçekleÅŸmediÄŸini’ söylüyordu. (Ä°ran’da, cengcûyân-ı harem/ harem savaşçıları ya da Harem savunucuları, deyimiyle, Åžam’daki Hz. Zeyneb Türbesi’ni korumak için Suriye’de asker bulundurulduÄŸu anlatılmak isteniyor.)

Ä°ran’daki ‘Kerbela Ordusu Karargâhı’ndan yapılan açıklamada ise bir kısım ‘harem müdafileri’nin öldürüldükleri, ‘gurbette ÅŸehadet’ haberiyle doÄŸrulandı ve askerî danışmanlardan 13’ünün isimleri açıklandı; ‘kamuoyunda zihin karışıklığı meydana gelmemesi’ adına..

***

Ä°ran Meclis BaÅŸkanı Ali Laricanî de (tabnak.ir, 9 Mayıs) ÅŸÃ¶yle diyordu:

‘(...) EÄŸer Amerika, zorba güçler ve bazı bölge ülkeleri kendi gölgelerini Afganistan, Irak ve Suriye’den geri çekseler, birçok müşküller hal yoluna girer. (...) Bölgemiz ve ülkemiz de güvenlik açısından hiçbir zaman bugünkü kadar karışık olmamıştı. Maalesef, bütün mıntıka, güvenlik açısından bir kaos hali arz etmektedir. Bir tarafta terörist cereyanlar ve diÄŸer taraftan bölge ülkelerinin müdahalesi, bölgedeki bu güvenlik kaosunu ortaya çıkarmış bulunuyor. (...) Bu müşkülatı, açıktır ki herkesten çok bölge ülkeleri meydana getirmiÅŸtir.(...)’

***

Bu sözlerde bir itiraf da var mı?

Suçlanan Türkiye ve diÄŸer bölge Ã¼lkeleri ise asker bulundurmuyorlar Suriye’de..

Ä°ran ise elbette ki, o da hayır!

Çünkü Ä°ran, Lübnan’dan binlerce ‘Hizbul.. savaşçısı’yla, kendi binlerce asker ve milis güçlerini, Åžam’daki ‘Hz. Zeyneb Türbesi’ni ‘harem’ini korumak adına bulunduruyor bütün Suriye’de; baÅŸkalarının zekâsıyla alay etmek için deÄŸil, elbette..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.